Sevgi nedir?
Çok mu abartıyoruz?

Birini gerçekten sevmenin ne demek olduğunun hiç bir formülü yoktur. Kimisi aşkla sever, kimisi şefkatle. Kimisi gösteremez, kimisi şarkıdan türküden geçilmez. Gerçek sevginin göreceli olduğunu anlamanın en güzel yolu bir akşam üstü Kadıköy/Beşiktaş vapuruna binmek olabilir. Gördüğümüz onca çeşit insanın kafasını okuyabilseydik hepsinin sevdikleri insanlar için başka başka fikirler ürettiğini, ifade kabiliyetlerinin birbirine benzemediğini görürdük. Kimine göre sevgi bir buket çiçekken ötekisinin sevdiğinin sivilcelerini sıkmak olduğunu görür, belki de sivilce sıkandan iğrenip, çiçek almayı düşünene karşı sempati beslerdik. Çünkü çiçek almak gayet klişe ve onaylanmış bir sevgi ifadesidir. Bazen birinin bizi ne kadar çok sevdiğini biz çok zor bir durumdayken anlarız. O zamana kadar “ruhsuz” dediğimiz insan o gün mesela hasta yatağımızda öyle bir elimizi tutar ki şaşkınlıktan hasta olduğumuzu bile unutup, çok sevildiğimizi anlayabiliriz. Evliliklerde en çıkmaza giren durum bu durumdur. Sevgi ifadeleri azaldıkça ortaya çıkan kocaman boşlukları dolduran TV dizileri, internet siteleri bize ne kadar çok sevildiğimizi unutturur. Sıkılmaya, kızmaya başlarız. Neden benimle ilgilenmiyor deriz. Psikologlar da durumu pekiştirmek için sabah programlarında, gazetelerde avaz avaz bağırır “Evli çiftler beraber kaliteli zaman geçirmelidir.” Beraber enteresan bir kelimedir. Yanyana uzanıp, ayak parmakları birbirine keyifle değerken ayrı ayrı kitaplar okumak bu “beraber” kelimesini kapsıyor mu yoksa burada kastedilen ucuz amerikan filmlerindeki beraber salata yapma sahnelerimi dir? Eşim yanımda uzanmış dizi seyrediyorsa ben internette haber okuyorsam ama beraber karpuz yiyip bedenlerimizin yanyana olmasından keyif alıyorsak biz beraber olmuyormuyuz şimdi? Bence seviyorsak bal gibi de oluyoruz. Bunu eşimiz eve geç geldiği ve o dizinin sinir bozucu sesi evde çınlamadığı gün daha iyi anlayabiliriz. O sesi bile özlüyor insan. Hiç inanmıyorum bu saçma sevgiyi ifade etmenin 55 yolu cümlelerine. Bence sevgi beraber olup her bir şeyi ayrı ayrı da olsa yapabilmektir. Mutfaktan gelen bulaşık kaldırma sesi veya beynini delen çivi çakma sesi sana iyi geliyorsa seviyorsun demektir. Çünkü bu sinir bozucu sesleri “O” kadın veya erkek çıkarıyordur. O çıkarıyorsa yanındadır, seninledir, bir nefes paylaşıyordur. Bu da ortak hayatın simgesidir. Ters günündeysen çivi çakması sinirini bozabilir ve tartışabilirsin ama buda ortak hayatın basit bir gerçeğidir. Beraber yaşamanın ve bazen birbirine katlanamamanın özgürlüğü ve zerafetidir.

Ha demiyorum ki beraber bir şey yapılmamalı. Yapılmalı da, insan ister istemez sevdiği ile bir şeyler yapıyor zaten. Beraber film seyrediyor, arkadaşlara gidiyor, sahilde dondurma yiyor, gece birbirine sımsıkı sarılıp uyuyor, alışverişe çıkıyor ve en önemlisi aynı evde yaşıyor. Buna beraberlik denir işte. İyi günde yanyana yatarak, kötü günde koltukta uyuyakalarak. Bence bizler monoton hayatlarımızdan sıkılıp kendimizi oyalamayı beceremediğimiz durumlarda eşimizi suçluyoruz. Bu sevgi işini fazla abartmadan sevmek lazım. Beklentileri minimumda tutarak sevmek mutluluğun tek anahtarı. Sıkılıyorsan kendini oyalayacak bir şey bul, yalnız olsan sıkılmayacakmıydın? Elimizdeki herşeyden böyle şikayet ede ede herkes sekizinci evlililiğini yaparak ve yine de “O” kadını/erkeği bulamadığına inanarak hüzünle ve yalnız yaşlanacak. Bütün bu yazdıklarımı sevdiğini ve sevildiğini bilen, seksin, dokunmanın, gülmenin bol olduğu ilişkiler ve insanlar için yazdım. Buna da dikkatinizi çekerim. 

sevgi nedir

çok sıcak bir yazı...bu yazıları yazanın adı ile facebokda paylaşmak isterdim...

desire

çok samimi, gülümseten bir

çok samimi, gülümseten bir yazı...

desire