Tarot uyarlamaları
Çağdaş Tarotların çoğu onbeşinci yüzyıla ait kart destelerinden pek farklı değildir. destelerde 78 kart vardır; iki gruba ayrılırlar; ´Küçük Arkana´ adı altında Asalar, Kupalar, Kılıçlar ve Sikkeler veya beş köşeli, Tılsımlar ya da Yıldızlar ve de ´Büyük Arkana´ diye anılan 22 koz vardır (Arcanum sözcüğü ´gizli bilgi´ anlamına gelir). Bazı resimlerin çok değiştiği doğrudur, ama her uygulama aynı temel kavramı daima korur. Örneğin, ´İmparator´ kartının birbirinden farklı birkaç uyarlaması vardır ama bunların hepsi de bir İmparator´u simgelemek için yaratılmıştır. Genelde, değişiklikler daha sembolik ve daha gizemsel anlatımlara yönelmiştir. Genel ve kabul olunmuş 22+56´lık destenin yani Büyük ve Küçük Arkana´nın tanımlarının dışında kalan Tarot desteleri de vardır ama geleneksel Tarotçular tarafından kabul edilmezler, kullanılmazlar ve hatta dışlanırlar. En yaygın ve en geçerli olan Tarot destesi, 1910´da çıkarılan, Arthur Edward Waite´in Tarot destesi olan "Raider Waite" tır. Waite, bazı Büyük Arkana kartlarını kabul edilmiş uyarlamalarından farklı yaptığı için eleştirilmiştir. Örneğin, Güneş kartının bilinen resmi, bir bahçede elele tutuşan iki çocuktur. Waite, bunu bir bahçenin dışına çıkan ata binmiş bir çocuk olarak değiştirmiştir. Eleştirmenlere göre, Waite kartın anlamını kişisel olarak değiştirdiğidir, büyük bir olasılıkla bu doğru olabilir çünkü Waite, kendi fikirlerine inanıyordu ama bu çizim Bembo´ya ait olan Güneş´in ilk uyarlamasına yani ´geleneksel´ uyarlamaya hiç benzememektedir.
Tarot karşılaştırmaları
Waite ve ressamı olduğu iddia edilen Pamela Colman Smith´in yaptığı en büyük değişiklik, Küçük Arkana´nın numaralı kartları da dahil, tüm kartları resimlemekti. Gerçekte, hem daha önceki destelerde, hem de daha sonra gelen birçok destede, işaretli kartlarda basit geometrik şekiller vardır. Örneğin, Kılıçlar´ın onlusu, belli bir şekilde düzenlenmiş on tane kılıç göstermelidir. Ama Waite´de bu farklıdır. Pamela Smith´in onlu kılıçlar´ı, kara bir bulutun altında yatan ve sırtına ve bacaklarına on tane kılıç saplanmış olan bir adamı gösterir. Biraz daha derine inersek, Waite Destesi´ni gerçekten kimin çizdiğini tam olarak bilmiyoruz. Waite´in kendisi mi onları yarattı (çünkü Büyük Arkana´yı yaratan kesinlikle oydu) veya düşüncelerini Smith´e aktarıp bu resimleri ona mı çizdirdi? Resimleri çizen Waite ya da Smith olsun, her iki durumda da daha sonraki Tarot ressamları üzerindeki etkileri büyük olmuştur. Resimli hemen her kart destesi Waite destesindeki resimlere şu veya bu şekilde bağımlıdır. Waite, kendi destesine ´Düzeltilmiş Tarot´ adını vermişti. Resimlerinin, kartların gerçek anlamlarını yeniden verdiğini sürekli söylüyor ve kitabında kendinden öncekilerin uyarmalarına kızıyordu. Bu noktada yani ´düzeltilmiş´ sözcüğüyle, Waite´in gizli bir gizem örgütüne üye olduğu ve bu şekilde ´orijinal´ gizli Tarot´u öğrendiği akla gelebilir. Ama bu böyle değildir daha çok resimlerinin kartlara en derin anlamları vermesini istemiştir. Örneğin, Sevgililer´in kartını çok fazla değiştirmesi, eski resmi anlamsız bulmasından ve yaptığı yeni resmi derin bir anlamın simgesi olarak görmesindendir. Söylemek istenen, Waite´in kartlarının, okullarda Hamlet´in bir konuşmasının daha anlaşılır şekilde yeniden düzenlenmesi örneğindeki gibi, sadece zihinsel bir kurgu olmadığıdır. Waite bir gizemcidir, büyü ve esoterik uygulamaların öğrencisiydi. Kendi tarotunu kendi derin deneyimine dayandırdı ve tarotunun doğru olduğuna ve diğerlerinin yanlış olduğuna inandı. Waite destesini genel veya pop-kaynak olarak seçilmesinin iki nedeni var. Öncelikle, yeniliklerinin çoğu dikkat çekicidir örneğin Soytarı kartının Waite-Smith uyarlaması, öncekilerden daha anlamlı gibidir. İkinci olarak, Küçük Arkana´daki devrimsel değişiklik, geçen uzun zaman boyunca destelere hükmeden formüllerden bizi kurtarmıştır. Daha önceleri, bir küçük kartın verilmiş anlamlarını okuyup ezberledikten sonra, buna pek fazla bir anlam verilemezdi ya da resim öte anlamlar uyandırmazdı. Waite destesinde, resim bilinçaltına işliyor ve ayrıca kendi deneyimimiz uygulanabiliyor. Kısacası, Pamela Smith bize yorumlayabileceğimiz birşeyler vermiştir. Tarot hakkındaki kitapların çoğunda resimler için sadece bir deste örnek olarak kullanılır. Bu kendi kendini kısıtlama, belki de gerçek Tarot´u temsil etme arzusundan doğar. Bir deste seçip diğerini seçmemekle, gerçekte birinin doğru diğerinin yanlış olduğunu ima edilir. Böyle bir ifade, Aleister Crowley veya Paul Foster Case gibi, Tarot´u nesnel bilginin simgesel bir dizgesi olarak kabul eden gizemciler için çok önemlidir. Ama burada, kartlara daha çok deneyimin ilk örneği olarak bakılıyor. Bu yönden bakıldığı zaman, bir Tarot destesi doğru veya yanlış değildir, sadece ilk örneğinin bir uzantısıdır. Tarot, hem yıllar geçtikçe ortaya çıkan farklı uyarlamaların bir bütünüdür, hem de onlardan ayrı özgün birer varlıktır. Waite´inkinden farklı uyarlamalarda, belli bir kartın anlamının derinleştiği durumlar görülür. .
Günümüzde, çoğu kişi Tarot kartlarını fal veya ´kehanet´ aracı olarak görüyor. Garip ama gerçek, kartların bu yönü hakkında çok az tarihsel bilgiye sahibiz. Oyun oynanmasına karşın, kehanetle ilgili tarihsel bilginin azlığı, uygulamanın kartların ortaya çıkmalarından bir süre sonra yayılmaya başladığı nedeniyle olabilir. Tarot kartlarının orjininin, Çin ve Kore olduğunu kabul edenler var; MS 618-908 arasında Tang Hanedanı döneminde basılan kağıt paraların üzerinde Tarot simgeleri vardı. 1120´de İmparator´un odalıkları tarafından kullanıldığı da iddia edilmektedir. Bir diğer kuram Hint kökenli olduğudur; benzeri kartlarda Siva, Devi ve maymun tanrı Hanuman´ın simgelendiği görülmüştür; gerek Çin gerekse de Hint kaynaklarında Tarot´un yer alması birer varsayımdır; Avrupa´ya ise tahminen gezginler aracılığı ile ulaşmıştır, 1480´de İtalyan yazar Covelluzo´nun yazdığına göre, kartlar 1379´da Saracenler yani Araplar tarafından getirildiler ve 1492´ye kadar kullandılar; Saracenler kartlara "naib" diyorlardı, bir diğer ünlü "1001 Gece Masalları" olarak gösterilirmektedir. Çingeneler´in Avrupa´ya Mısır ve Hindistan´dan geldikleri iddia edilmektedir ama kaynaklar onların Avrupa´da ancak 15. Yüzyıl´ın ortasında ortaya çıktıklarını gösteriyorlar ama kesin olan Tarot´u bildikleri ve kullandıklarıdır. Büyük bir olasılıkla, ´çingeneler´ Avrupa´daki bitimsiz yolculukları boyunca Tarot oyunuyla karşılaştılar ve kartları falcılık için kullanmaya başladılar, Veya bazı kavramlar geliştirildi (İlk yazılı kayıtlar kişisel yorumlardır, ama bunlar genelde kullanılan ve yazılı olmayan daha erken bir söylenceden gelebilirler) ve Çingeneler onlardan aldılar. Buna karşın, Tarot falcılığının başlangıcındın Çingeneler sorumlu tutulamazlar ama kullanmıştırlar. Tarot resimlerindeki ana fikrin, 1118´de kurulan Templar Şövalyeleri Örgütü ile ilişkili olduğu bir diğer kuramdır; örneğin "Asılan Adam" ve "Dünya" kartları örgütün ve 1314´de yakılan son lideri Büyük Üstat Jacques de Molay´ın sonunu simgelemektedir. Ama bu da bir varsayımdır; sonuçta kartlar vardır, bir yerlerden gelmiştir ama ne zaman? İşte bilinmeyen buradadır.
- Yazıcı uyumlu
- 11089 okunma
Yeni yorum gönder