Konumuz Astroloji

 

 


 

Son yılların en önemli tutkularından birisi veya kitlesel histeri örneği nedir, diye bir soru sorarsanız, yüz cevabın yarısından fazlası Astroloji olacaktır. Neden bu tutku? İnsanlar niçin Astroloji'ye bu kadar ilgi gösteriyorlar? Bu tutkunun temelinde, sadece geleceği öğrenme iç güdüsü mü var yoksa yaşadığımız dönemin ezici koşulları mı bizleri çizgi dışı inançlara itiyor?
 
 
Astroloji; kosmos içerisindeki güçlerin (Bu en yakın anlamda Güneş Sistemi'nin planetleridir.) genel seviyede dünya üzerindeki enerjilerin şekillenmesi (makro kozmos), insanın ve insan topluluklarının (mikro kozmos) üzerindeki etkilerini ve sonuçlarını yorumlayan bir düşünce sistemidir. Astroloji'nin matematiksel bir temele sahip olduğunu, Astronomi ile olan paralel çalışmalarında da görebiliriz. Yıldız hareketleri, yıldız konumları ve birbirleriyle olan ilişkilerini Astronomik gözlemlerlerin sonucu olan "Ephemeris"lerde "Gökgünlüğü" buluruz. Bu ise Astroloji'nin gerçek anlamda pozitif temellere dayandığını gösterir. Ayrıca Astroloji, yıldızların hareketlerini matematiksel olarak hesaplarken, etkin enerjileri oluşturabildiğini de kabul eder. Astroloji' sonuç olarak oluşmuş bir kavramdır ve yorumsaldır; ya da bir kültür ve de sanattır.
 
Acaba Astroloji gerçekten fal olarak tanımlanmalı mı? Gerek İngiltere'de, gerekse de ABD'de Astroloji'nin ulaştığı yere baktığımızda, pek farklı bir görünüm yok gibi. Kesinlikle söylenebilir ki, Astroloji klasik fal anlayışının dışında tutulmalıdır. Çünkü Astroloji çeşitli tanımlarla ancak bir yorum sanatı, bilimsel bir yöntem veya istatistiksel bir tahmin metodu olabilir. Ve burada astroloğa sezgi yeteneği de gerekir, en azından bir politikacıda, bir köşe yazarında, sporcuda ve de bir hukukçuda olduğu kadar   Sözü edilen tüm mesleklerde ve diğerlerinde tahmin sanatı ve yeteneği ile ya da gözlem ve vizyon senteziyle gelecekte olabilecekler için ihtimal hesapları yapılabilir. Bir general, savaşa başlamadan evvel savaş alanını, kendi ordusunun ve düşman ordusunun durum ve konumunu, bunlara ek olarak da, jeolojik, psikolojik ve meteorolojik bilgileri değerlendirerek, savaşın nasıl cereyan edeceğini ve ne şekilde sonuçlanacağını tahmin eder ama topladığı verilerin sonuçlarını değerlendirirken de tek bir ölçütü vardır; Sezgi.. Aynı şeyi bir politikacı, bir spor yazarı, bir gelecekçi veya bir sosyal bilimci de yapabilir ve yapmaktadır da. İşte gerçek bir astroloğun, bilgi toplama ve değerlendirme ortamı gökyüzü, dünya ve üzerindeki canlılardır ve astroloji, bunun için kendi çocuğunu yani Astronomi'yi kullanır. Aslında Astroloji, insan yaşamını etkileyen gök cisimlerinin etkilerini istatistiksel metodlarla yorumlama metodu ve sanatıdır.
 
Tartışılan kozmik matematik ve sezgidir. Dr.Eric Berne sezginin tüm psikiyatristler tarafından güvenilir bir olay olarak bilindiğini ve kendilerini nadiren yanılttığını açıkça anlatır. Astroloji'nin içinde de sezgi yer alır, bunun da hiçbir zararı yoktur, kanıt ise psikanalizin anayasası olarak kabul edilen "Bilinç ve Bilinçaltının İşlevi" adlı eserinde Psikiyatrist Carl Gustav Jung tarafından tartışılmaz biçimde ortaya konur;
 

"..Sezginin işlerliğinin nasıl sürdüğünü bilmediğimi açıklamak zorundayım. Çünkü nerede, nasıl belirdiğini kesin olarak saptamak olanaksız.. Bir insanın bilmemesi gereken bir şeyi nasıl olup da birdenbire bilivermesini bir türlü anlayamıyorum ama bunun bir gerçek olduğunun ve davranışı etkilediğinin de farkındayım.. Geleceği görmek ve telepati birer sezgidir.. SEZGİ ÇOK DOĞAL BİR İŞLEVDİR, BÜTÜNÜYLE NORMAL VE YARARLIDIR.. Duyumsamadığımız ve düşünemediğimiz şeylerle ilgilidir.. Bize ışık taşıyan böyle bir işleve sahip olduğumuz için Tanrı'ya şükretmemiz gerekir.."

 

Birçok uzmana göre Astroloji'nin bilimsel bir arayışa, bilimsel temellere oturmasına hiç gerek yoktur çünkü onlara göre Astroloji bir yorum sanatıdır, sezgilerle çalışır ve astroloğun önündeki şekiller sadece sinemafotografik belleği çalıştırarak, bilinçaltını açan referanslardır. Buna karşın günümüzün birçok önemli astroloğu ise, bilimsel buluşmanın şimdilerde çok daha gerekli olduğu görüşündedir çünkü eski bir sanat dahi olsa Astroloji eğer yaşamak istiyorsa biran evvel safralardan kurtulmalı ve yeniden doğmak için bilimle buluşmalıdır. Süpergüç veya Birleşik Alan Kuramı insan-doğa-evren üçgeninin temeli olarak tanımlandığında, içinde bulunduğumuz ortamda ne tür değişkenlerle, bileşkenlerle ve oluşumlarla yaşadığımız anlam kazanacaktır. Bununla beraber astrologların çok farklı tavırları, konunun damak tadları olarak düşünülebilirler. Önemli olan Astroloji yemeğini yiyenlerin damak tadlarının gelişmesi ve önlerindeki yemeğin tadını alabilme sınavını vermiş olmalarıdır. Toplum ise, en azından Astroloji'yi bilimsel koşullarda çalışır görmek istemektedirler ve gerekli bir değişim veya genişletme eyleminin arzulanması geçerli bir dünya görüşüdür. Sonucu zaman belirleyecektir ve tabii ki eliminasyonu da. Bilimin saldırganlığı, zaman içersinde sayıları hızla artan bilimcilerin araştırmalarıyla yumuşayacak ve daha sonra da belli bir uzlaşma sağlanacaktır. Bu ne kadar gereklidir? Böyle bir sorunun cevabı farklı bir tartışma platformunu oluşturur. Tartışmasız olarak geleceğin astrolojisinde bilimsellik ya da sanatsallık tartışması temel faktör olacaktır.
 
Peki neden bu kadar insan astrolojiye inanıyor? İnsanlar Astroloji'ye yüzlerce yıldan beri inanıyorlar demiştim ve sanıldığı gibi de Astroloji son zamanların modası değildir. Araştırmalarda insanların Astroloji'ye üç şekilde inandıkları ortaya çıkıyor, ilkinde deneyerek ve sonuçları kontrol ederek ya da güdüsel olarak inanarak veya geleneksel ve yöresel etkiler altında kalarak.
 
Astroloji'nin zaman zaman çok başarılı olması elbette ki raslantı kurallarıyla açıklanabilir ama zaten Astrolojinin temel yasaları içinde raslantıların şuursuz olmadığı, aksine belli bir sayısal düzene ve periyoda dayandığı mantığı vardır. Öyleyse Astroloji çalışmasında, Güneş Sistemi'ndeki gezegenlerin hareketleriyle, insanın dünya yaşamındaki olayların zamanlamaları arasında bir ilişkinin varolduğu temel unsur olarak kullanılır. Örneğin 40 yaşındaysınız, son on yıl içinde hastalık, mali sıkıntı, aşk ve duygu sorunları gibi negatif veya pozitif olayları 15 defa yaşadınız ve gerçek bir astroloğa bu olayların zamanlarını doğru verirseniz bunlardan çok şey çıkarılabilir. İşte bu bilgilerden yola çıkılarak, gelecekteki benzeri olayların hangi zamanlarda ortaya çıkabileceği tahmin edilebilir. Bu bir mucize değildir çünkü istatistik tahmin metodları siyaset ve endüstri alanında da kullanılmaktadır.
 
Astroloji'den etkilenen ikinci tip insan yani mistik tipler için ortada hazır olan bir inanç vardır ve bu inancın temelinde öncelikle geleceği öğrenme ihtiyacı yer alır. Bu bir haktır ve zaten bazı politika ve medya ustalarının başarıları da uzman oldukları konu ile ilgili tahminlerinin doğru çıkmasıyla ölçülür. Ve geleceği öğrenme isteğine kimse müdahale edemez. Astroloji, Parapsikoloji, Büyü, Ufoloji gibi konuları istismar ederek farklı olmak, bu konulara karşı çıkanların da kullandıkları bir yöntemdir. Örneğin Astroloji ile ilgili olarak medya suçlanır, sanki medyanın başka eleştirilecek yönü yokmuş gibi Astroloji'nin öncelikli olarak medyanın çıkar sağlaması amacıyla yaygınlaştırıldığı söylenir, oysa bunları yazanların biraz kafalarını toplayıp, dünyada hemen herşeyin ticari amaçlar üzerine kurulmuş olduğunu da anımsamaları gerekir; Buna bilimin her dalı, tıp, uzay, kimya, sanat ve politika ve hatta manevi inançlar dahi dahildir; Örnekler de ortadadır, üstelik bu bugün değil, her yüzyılda bu böyleydi. Gazete falları bir tür sosyal-terapidir, okuyucunun genelde negatif olan haber anatomisi içinde pozitif kullanılmaları kaydıyla rahatlamasını sağlarlar, zaten bu bir haktır. Sonuçta bir istismar konusu gündeme getirilecekse, önce ciddi araştırmalar yapılmalı, sonra da oturup saygı kurallarına uygun olarak tartışma ortamları açılmalıdır. Astroloji'nin yararlı olup olmadığı ancak, denemekle mümkün olabilir, talep edersiniz veya bir rastlantı sonucu yaşarsınız, düşünceniz değişebilir.
 
Kısacası Astroloji, yararlı bir uyarı sistemidir, bir fanatik olmamanız kaydıyla yaşamınızı kolaylaştırabilir. Bu batıda böyledir çünkü tolere bir düşünce sistemine geçişi sağlar, bazen de terapik bir hobi veya eğlencedir, Uzakdoğu'da saygındır çünkü bir gelenektir. Bizde ise şu anki duruma bakılırsa, Astroloji artık ortadan kalkmalıdır veya gerçek astrologların çalışma odalarından dışarıya çıkmamalıdır. Ta ki toplum, bir gün astroloji ile falcılık arasında dağların bulunduğunu anlayana kadar... Londra'nın en önemli Astroloji kuruluşlarından biri olan Equinox'un başkanı Psikolog-Astrolog Robert Currey, buluştuğumuz gün Astroloji'nin Türkiye'de dinsel ve medyasal etkiden kurtulup, kurtulamadığını soruyordu. Ona üzülerek, maalesef, dedim. O zaman Currey, başını sallayarak "Öyleyse, daha önünüzde uzun bir dönem var, acele etmeyin, Astroloji kendi yolunu kendisi bulan kozmik bir akımdır..." dedi. Ve şimdi bekliyoruz. Sabırla, belki de bir kuşak sonrasına kadar.. Bakın ünlü düşünür Guitton ne diyor:
 

.. evreni gizli şifre ile verilmiş bir mesaj, tam da çözmeye başladığımız bir hiyeroglif gibi düşünebiliriz. Peki ama bu mesaj neyi içeriyor?.. önce madde sonra enerji, en sonunda da bilgi, ötede başka birşey varmı? Eğer evrenin bir gizli mesaj olduğunu düşüncesini kabul edersek, bu mesajı kim yazmıştır? Bu kozmik şifrenin gizi bize yazarı tarafından zorla benimsetildiyse, şifreyi çözme girişimlerimiz, içinde bu yazarın kendisi hakkındaki bilgiyi yinelediği bir tür örgü, bir tür gitgide kendini daha net gösteren ayna oluşturmuyor mu?.."

 

1992'den bu yana ortaya çıkan astrolog ve medyum bozmaları hem konuyu, hem de gerçek uzmanları zor duruma düşürdüler. Bu arada, işin en garip yanı dinsel kesimden de birçok astroloğun ortaya çıkmasıydı, bunu inanç doğrultusunda düşünürsek, kazanç sağlamak bakımından normal bir olay olarak belki görebiliriz. Ama Modern Astroloji ile bütünleştirmeye kalkışmakı yanlış ötesinde bir felakettir. İslami Astroloji, Antik Yunan Astrolojisi'nin bugün artık yetersiz kalmasına veya Hindu Astroloji'sinin çağdaş uyumsuzluğuna benzer. Arabi'nin, İbrahim Hakkı'nın veya Nesefi'nin Yıldızname bilgileri artık yetersizdir, ya da özgün deyimle batıldır. En azından 7 gezegenli bir Güneş Sistemi ile sınırlı kalmıştır yanısıra da bu tür astrolojide sadece burçların etkili oldukları sanılır. Oysa, çağdaş Astroloji'de burçların ötesinde etkin öğeler vardır. Ama en önemlisi, modern astroloji'nin son elli yılda oluşturduğu psikolojik ve istatistik bilgi birikiminin antik yani Arabi ve Hindu Astroloji'de bulunmamasıdır. Modern Astroloji'de Erzurumlu Hakkı'nın hatta Arabi’nin artık yeri yoktur. Yeni Çağ Astroloji'sinde artık Yıldıznameler yer almazlar ve hiçbir işe de yaramazlar. Kaldı ki, bugün batıda da Ptoleme'nin, Hipokrat'ın, Manilus'un ve hatta Kopernik'in astroloji çalışmaları dahi sadece uzmanlık araştırmaları için saklanmaktadır. Günümüz astroloğu için referans değildirler.