Yüzyılı aşkın yaşayanların hikayeleri

Yüzyıllıkların Sırrı

Ortalama insan yaşamı dünya genelinde 60´larda son buluyor. Ama bunu aşanların sayısı hiç de az değil. İşte size bir araştırma; Ama asıl ilginç olan, yüzyılı aşan bu insanların hiçbirisinin ortak bir yönü olmaması. Aralarında sigara tiryakileri ve içki içenler var, hiç sebze yemeyip sürekli et yiyenler de veya hiç sigara, içki kullanmayanlar... Kısacası uzun yaşamın genel bir formülü yok, kişilere göre değişiyor. Galiba gizem, insanın kendisini iyi tanımasında saklı...

Kayıtlara göre, en u­zun ö­mü­rlü insan, Ja­pon çift­çi Shi­gec­hi­yo Izu­mi´dur. Izumi, 120 yıl ve 237 gün ya­şa­dık­tan son­ra 1986’da öl­dü. Sigara düşmanlarına inat, 116 ya­şına kadar si­ga­ra içmeye devam etti, son dört yılında sigarayı bıraktı a­ma her­gün şe­ker ka­mı­şı li­kö­rü (shos­hu) iç­me­ye de­vam et­ti. A­şa­ğı­da 111+yaş ve üs­tün­de o­lan­la­rın lis­te­si var. Kay­ıtlara resmen geç­me­miş a­ma I­zu­mi’den da­ha faz­la ya­şa­mış 24 ki­şi­yi i­çe­ren 66 ki­şi var­dır. For­te­an Ti­mes der­gi­sin­de 111 i­le 139 yaş a­ra­sın­da 37 ki­şi­nin de bir lis­te­si bu­lu­nu­yor. A­ma bu ki­şi­ler, lis­te­de yer ol­ma­dı­ğı i­çin ya­zıl­madı­lar. Ay­rı­ca mantıksız ve kanıtsız bul­unan bir­çok bel­ge ve ki­şi­ listeye alınmadı.

Gö­rü­nü­şe gö­re, çok ya­şa­mak i­çin öne sürülen ö­ne­ri­le­rin ba­şın­da az ye­mek yemek ve he­ye­can­lan­ma­mak geliyor. Gerilimli, maceracı ve he­ye­can­lı bir ya­şam, si­zi vak­tin­den ön­ce me­za­ra so­ka­bi­lir. Hay­van­lar ü­ze­rin­de ya­pı­lan a­raş­tır­ma­lar gös­ter­miş­tir ki, u­zun ya­şa­ma­nın en i­yi yo­lu, a­lı­nan ka­lo­ri mik­ta­rı­nı dü­şür­mek­tir. Ö­nem­li o­lan yağ­lar ve kar­bon­hid­rat­lar de­ğildir. A­nah­tar, dü­şük pro­te­inle beraber, ye­ter­li mi­ne­ral ve vi­ta­mini al­maktır. Yüz ya­şın ü­ze­ri­ne çık­mış in­san­la­rın çok bu­lun­du­ğu top­lum­lar­da­ki in­san­la­rın da­ha u­fak te­fek ol­duk­la­rı ve ba­tı­lı şiş­man­lar­dan % 40 da­ha az ka­lo­ri al­dık­la­rı be­lir­len­miş­tir. Ta­bi­i ki her za­man is­tis­na­lar var­dır. Me­se­la A­me­ri­kalı bir hur­da­cı o­lan Ric­hard Le­wis, 105 ya­şı­na ka­dar ya­şa­mış­tır. Ay­da 7 kg. şe­ker (haf­ta­da 1.75 kg.), haf­ta­da bir dü­zi­ne yu­mur­ta, her­gün bir ya­ da i­ki şi­şe Thun­der­bird şa­ra­bı, ya­ğa ba­tı­rıl­mış kı­zar­mış do­muz tü­ke­tir­di. Haf­ta­da bir a­i­le bo­yu kı­zar­mış ta­vuk yer­di ve gün­de on gün si­ga­ra i­çer­di. Lewis özel bir örnektir, zira tüm bilinen ve kanıtlanmış blimsel sonuçları yıkmıştır.

Bel­li bir coğrafi yük­sek­lik­te bulunan yer­le­şim mer­kez­le­rin­de yaşayanların ö­mrü da­ha u­zun­dur. Bu gi­bi yer­le­şim mer­kez­le­rin­de kentsel ya­şa­m biçimi ve yük­sek ka­lo­ri­li yi­ye­cek­ler yok­tur. Bu böl­ge­le­rin içinde, Hin­di­kuş Vadisi, Taş­kent ve civarı, Çin’in Gu­an­gi bölgesi ile Ek­va­tor’un Vil­ca­bam­ba va­di­si yer alırlar. Bu­ra­da ya­şa­yan­lar a­cı bir pirinç şa­ra­bı i­çer­ler. Bu şa­rap ker­ten­ke­le, yı­lan, kö­pek, ge­yik pe­ni­sin­den ve 40 ka­dar ba­ha­ratlı bit­ki­nin karışımından yapılır. Yüz ya­şın­dan faz­la ya­şa­yan­la­ra daima bu­nun sır­rı so­ru­lur. Ce­vap­la­r ge­nel­de şa­şır­tı­cı­dır, 112 ya­şın­da­ bir kadın olan Di­vi Bas­to­lu­mas Bar­ba­dos’ta­ki Fon­tabel­le pi­la­jın­da­ki şez­lon­gun­da yatarken kendisiyle yapılan rö­pör­taj­da u­zun ya­şa­mı­nı bi­raz seks, bi­raz gü­neş, bi­raz iç­ki, tem­bel­lik ve ço­cuk­suz­lu­ğa bağ­lı­yordu. İngiltere, Not­ting­hams­hi­re, A­vers­ham ken­tin­de ya­şa­yan 102 ya­şın­da­ki Henry Go­vi­e­r I. Dün­ya Sa­va­şı’nda gazla ze­hir­le­nince, hu­zur i­çin­de öl­me­si i­çin e­vi­ne gön­de­ril­miş­ti. Fa­kat Go­vi­e­r ölmedi ve 1992’de 102. do­ğum­ gü­nü­nü kut­la­dı, sağ­lık­lı bir kal­be sa­hip ol­ma­sı­nın ne­de­ni­ni viskiye ve çu­ku­la­ta­ya bağ­lı­yor. Ben­zer u­zun ya­şam biçimleri, 105 ya­şın­da­ki Pol­la Van­der­pump, 101 ya­şın­da­ki Rho­da Rens­haw ve 109 ya­şın­da­ki Et­hel Tuch ta­ra­fın­dan da anlatıldı. 107 ya­şın­da­ki Lo­u­i­sa Wright i­se sağ­lık­lı bir ya­şa­mı hep ken­di yo­lun­da git­me­si­ne bağ­lı­yor­du. 103 ya­şın­da­ki pi­ya­nis­t Ge­or­ge Lunn u­zun ya­şa­mı­nı süt la­pa­sı­na bağ­lı­yor. Lucy Pams­ley (105) ve Etty He­a­ton (107)’da süt la­pa­sı­nın ke­ra­me­ti­ni sa­vu­nuyorlar. Bir ka­sa­bın kı­zı o­lan 100 ya­şın­da­ki Ro­se Tro­a­ke i­se den­ge­li bir bes­len­me­yi ve so­sis­ler­den u­zak dur­ma­yı ö­ne­ri­yor. Fa­kat bilinen en ilginç ce­vap 114 ya­şın­da­ki A­u­gus­ta Holtz’a a­ittir. U­zun ya­şa­ma­nın sır­rı so­rul­du­ğun­da Zen Budizm´e uygun bir ce­vap ver­miş: “Sadece do­ğum­ gü­nü kut­la­mak.” Yaş­lı­la­rı araştıan 45 yaşındaki Pa­ul Si­e­ve­king, FT 111+Ya­şam Lis­te­si´ni hazırladı; işte bazı örnekler;

M’ba­rek Rhı­o­u­ı (Yaş: 147?); Fas, Az­ro­u ken­tin­de­ki e­vin­de Ma­yıs 1991’de öl­dü. 12 kez ev­len­di ve ge­ri­de 80 nin ü­ze­rin­de ço­cuk bı­rak­tı. Fa­kat ger­çek ya­şı bi­lin­mi­yor. 30 yaş­la­rın­day­ken 1874’de Sul­tan Mo­u­ley Has­san’ın or­du­sun­da bir su­bay­dı.

Ab­dül Müen At­tiya Kafi (145); 1842’de doğ­du ve 14 Ağus­tos 1988 yı­lın­da Su­u­di A­ra­bis­tan’ın T­aif ken­tin­de öl­dü. Kral Ab­dul A­ziz’e hiz­met et­ti.

Dje­da­la Go­u­as (144); Ce­za­yir’in en yaş­lı ka­dı­nıy­dı ve E­kim 1988’de öl­dü. Hiç­bir za­man dok­to­ra git­me­di, daima şi­fa­lı bit­ki sa­tan ki­şi­le­re da­nış­tı. 108 ya­şın­da­ki oğ­lu ve 98 ya­şın­da­ki kı­zın­dan da­ha çok ya­şa­dı.

Bar­ba­ra Ya­sa­ite (135+); Rusya´daki kayıtlara göre, 15 Tem­muz 1855’te doğ­du. Lit­van­ya’nın Ra­mosh­ki­u ka­sa­ba­sın­da bir ter­ziy­di. 125 ya­şın­da ba­ca­ğı kı­rı­la­na ka­dar hiç dok­to­ra git­me­di. Al­kol, kah­ve ve­ya çay hiç iç­me­di. U­zun ö­mür­lü­lü­ğü­ne rağ­men hiç­bir er­kekle beraber olma­dı. “Er­kek­ler po­li­ti­ka ve sa­vaş ya­par­lar, bu nedenle bi­ri­nin bi­le ha­ya­tı­ma gir­me­si­ni dü­şün­me­dim” de­miş­ti.

Gong La­ifa (132+); Mart 1862’de doğ­du ve Çin’in Gu­iz­ho­u e­ya­le­tin­de Ni­san 1994’e ka­dar ya­şa­dı. Gong La­i­fa, pi­rinç tar­la­sın­da gün­de 11 sa­at ça­lı­şı­yor­du. U­zun öm­rü­nü te­miz ya­şa­ma, sı­kı ça­lış­ma­ya, ve be­kar ol­ma­sı­na bağ­lı­yor­du. Xinhua Haber Ajansı; “Yüz­yıl­lar­ca sü­ren ru­tin ya­şam u­zun ö­mür i­çin bir a­nah­tar o­la­bi­lir” di­ye­rek bu­nu a­çık­la­ma­ya ça­lı­şı­yor. Gong hiç­bir za­man al­kol veya­ ilaç al­madı. Her­ gün i­ki ö­ğün mı­sır ve pi­rinç yiyordu. Res­mi bir ra­por­da (AFP 18 Ni­san 1994) 146. do­ğum­ gü­nü­nü kut­la­mış o­la­bi­le­ce­ği ya­zı­yor.

Mev­lud Dawl­tad­ze (131+); Gürcistan´da Go­re­kety ken­tin­de­ki e­vin­de A­ğus­tos 1988’de do­ğum­ gü­nü­nü kut­la­dı.

Bush­ta­ı Bre­ze­ni­an (138); 1991’de Ba­ğım­sız Kaf­kas Çe­çen Cum­hu­ri­ye­ti’nde 130 ya­şın­da­ki eş­cin­sel sev­gi­li­si Gi­or­gi Sal­mes­si yüzünden ü­ne ka­vuş­tu. Eş­cin­sel çift, 1881’de bir­bir­le­ri­ne a­şık ol­du­lar ve bir­lik­te­lik­le­ri­nin 110. yıl­dö­nü­mü­nü İn­san Hak­la­rı gös­te­ri­ci­le­riy­le kut­la­ma­ya ka­rar ver­di­ler.

Ka­bilo Kıp­to­o (130); Ni­jer­ya’nın Ka­ra­ri­a ken­tin­de ya­şayan bir ka­dın­dı. Ha­zi­ran 1987’de öldü zannedilerek, ta­bu­tu me­za­ra in­di­ri­lir­ken ta­but­tan kalk­mış­tır ama sonra gerçekten öldü.

O­u­ma Pammy Ma­nu­e­i (126+); “Af­ri­ka´nın A­na­sı” a­dıy­la ta­nı­nan bu ka­dın, 1991 Ma­yı­sın­da do­ğum­ gü­nü­nü yıl­lar­ca e­be­lik yap­tı­ğı Jo­han­nes­burg, Newc­la­re’de kut­la­dı. Ha­tır­la­dı­ğı ka­da­rıy­la Jo­han­nes­burg, ilk gördüğünde bir­kaç ku­lü­be­den i­ba­ret­ti. Hiç has­ta­ne­ye git­me­di ve ilaç kul­lan­ma­dı ve 11 ço­cu­ğu­nun bi­ri dı­şın­da hep­sin­den faz­la ya­şa­dı.

Jack­son Pol­lard (123+); O­cak 1990’da ABD, Ge­or­gia’da Mil­led­ge­vil­le ken­tin­de Cen­tral Sta­te Has­ta­ne­si’nin hu­zur e­vin­de ya­şı­yor­du. Bu­ra­ya 17 yıl ön­ce ge­ti­ril­miş­ti. Sos­yal Gü­ven­lik Ba­kan­lı­ğı, Jack­son’un do­ğum­gü­nü­nü 15 A­ra­lık 1869 o­la­rak be­lir­le­miş­ti. A­ma yaş­lı a­dam 1886’nın ye­ni yı­lın­da doğ­du­ğu­nu söy­lü­yor­du. 13 ki­şi­lik bir a­i­le­nin ü­ye­siy­di. Ge­or­gi­a ya­kın­la­rın­da Haw­kins­vil­le ka­sa­ba­sın­da bir çift­lik­te doğ­muş­tu. Bu dö­nem­ler­de be­yaz top­rak sa­hip­le­ri­nin ya­nın­da­ki si­yah kö­le­ler, iş­çi o­la­rak kay­de­di­lir­ler­di. O i­se ya­şa­mı­nın bü­yük bir bö­lü­mü­nü tren yol­la­rı i­çin ça­lı­şa­rak ge­çir­miş­ti. İs­pan­yol-A­me­ri­kan Sa­va­şı’nda ve 1. Dün­ya Sa­va­şı’nda or­du­day­dı. Sonra İn­gil­te­re´ye ve Al­man­ya’ya geç­ti. Or­du­da ça­lış­tı­ğı­na da­ir hiç­bir bel­ge bu­lu­na­ma­dı ama o dö­ne­me a­it bel­ge­le­rin bu­lun­du­ğu bi­na­lar yan­mış­tı. Ö­ne­ri­le­ri şun­lardı: “Al­kol­den u­zak du­run. İ­yi seb­ze­leri yi­yin, as­la a­ma as­la sıs­ka bir ka­dın­la ev­len­me­yin, ka­li­te­li bir pi­po i­çin ve Tan­rı’ya gü­ve­nin.” De­di­ği­ne gö­re, 117 yıl­dır si­ga­ra i­çi­yor­du fakat sigarasını hiç değiştirmedi. Sa­de­ce Prens Al­bert tü­tü­nü kullanıyordu.

Ba­wa Da­o­u­da (126), Ba­tı Af­ri­ka’nın Ni­jer­ya ken­tin­de Ba­ga­gi kö­yün­de ya­şa­dı­ğı ve o­ra­la­rın en yaş­lı bü­yü­cü dok­to­ru ol­du­ğu ve O­cak 1994’te öl­dü­ğü söy­le­ni­yor. 1868’de doğ­muş­tu. Şa­hit­ler öl­me­den ön­ce tüm diş­le­ri­nin tam ol­du­ğu­nu söy­le­di­ler. Ge­ri­de i­ki ka­dın 17 ço­cuk bı­rak­tı. Son çocuğu, Da­o­u­da 115 ya­şın­day­ken doğ­muş­tu. Söy­le­ne­nlere gö­re, bü­yü gü­cü var­dı ve ba­kış­la­rıy­la hal­kı bir an­da et­ki­li­yor­du. İnançlara göre Ba­wa, yağ­mur yağdırıcı ve “Şey­tani güç­le­r”in e­fen­di­siy­di. Kuş­la­rı ve bö­cek­le­ri, düş­man­la­rı­nın mah­sül­le­ri­ni ha­rap et­me­le­ri i­çin kul­la­ndına inanılıyordu.Müs­lü­man­la­ra karşıydı. Yöredeki E­mir’in mes­ci­ti­ni zi­ya­ret et­ti­ğin­de O’nun “Tan­rı’nın E­vi”nden zi­ya­de kü­çük bir sı­ğı­nak ol­du­ğu­nu söy­ledi. Fa­kat bu sı­ğı­nak­ta tek bir in­sa­nın bi­le ol­ma­dı­ğı­nı ek­li­yor­du.

Je­an­ne Lo­u­ise Cal­ment (119+; 21 Şu­bat 1875’te Fran­sa’da Ar­les’de doğ­du ve 1994 A­ğus­to­sun­da ay­nı yer­de öl­dü. Dok­to­ru Je­an­ne’nin bu u­zun ya­şa­mı­nı o­nun mi­za­cı­na bağ­lı­yor. Je­an­ne ar­ka­daş­la­rı­na “gü­le­rek ö­le­ce­ğim­den e­mi­nim, her­ke­se me­sa­jım şöy­le; U­zun ya­şa­mak is­ti­yor­sa­nız gül­me­yi bi­lin.”di­ye diyor­du. Je­an­ne 110 ya­şı­nda bi­sik­lete biniyordu ve bir gün­de iç­ti­ği i­ki si­ga­ra­yı 117 ya­şın­da bı­rak­tı. Dok­to­ru “...baş­ka in­san­la­ra muh­taç o­la­ca­ğı i­çin kor­ku­yor”di­yordu. Je­an­ne yat­ma­dan ön­ce ak­şa­müs­tleri ha­la çi­ko­la­ta yi­yordu. 1889’da 14 ya­şın­day­ken ba­ba­sı­nın dük­ka­nın­dan tu­val­ al­ma­ya gel­en Vin­cent Van Gogh ile kar­şı­laş­mış­tı. Je­an­ne on­dan pek faz­la et­ki­len­me­miş­ti, çok çir­kin, se­vim­siz, ka­ba ve sağ­lık­sız bul­muş­tu. “On­dan ö­zür di­le­rim a­ma o­nu Din­go di­ye ça­ğı­rır­dık.” di­yordu. Van Gogh Je­an­ne’nin ya­şa­dı­ğı ka­sa­ba­da al­ko­lik, ku­mar­baz ve si­nir­li bi­ri o­la­rak bi­li­ni­yor­du. Je­an­ne, 1896’da ev­len­di ve bir kı­zı ol­du. A­ma kı­zı 60 yıl ön­ce yani 36 ya­şın­da öl­dü.

Kong Ying (123); Çin’in en yaş­lı ka­dı­nı o­la­rak bi­li­niyordu, 16 Tem­muz 1994’de Gu­ang­dong’da an­fi­zemi­den öl­dü. 1871’de doğ­muştu, 15 ya­şın­da ev­len­di ve dört ço­cu­ğu ol­du. 1993’te 75 ya­şın­da­ki oğ­lu o­nun u­zun ya­şa­mı­nın sır­rı­nı a­çık­la­dı. O­na gö­re bu sır fi­zik­sel ça­lış­may­dı. Tar­la sür­mek, o­dun kes­mek, bam­bu top­la­mak o­nu güç­len­dir­miş­ti.

İl­yas Ja­fa­row (122) ve ka­rı­sı Khatyn (118); 103. ev­li­lik yıl­dö­nüm­le­ri­ni 1988’de Kafkasya´da Yans­hak ka­sa­ba­sın­da kut­la­dı­lar. Tass Ha­ber A­jan­sı´­na gö­re 1 E­kim 1885’te ev­len­miş­ler­di ve yak­la­şık 200 to­run­la­rı var­dı.

Jo­van­ka Va­sil­ye­viç (120); A­ra­lık 1977’de Yu­gos­lav Yaş­lı­lar Ör­gü­tü´­nün o­nur ko­nu­ğu ol­du­ğun­da ye­ni diş­le­ri­nin çık­tı­ğı sap­tan­dı.

An­to­nio Por­ta­le (119) ve ka­rı­sı Se­li­na (116); 102 yıl­dır ev­li ol­duk­la­rı­nı ve ha­la do­yu­ru­cu bir cin­sel ya­şan­tı­la­rı ol­du­ğu­nu söy­lüyorlardı. 11 ço­cuk­la­rı, 49 to­run­la­rı, 97 to­run ço­cuk­la­rı ve 112 to­run ço­cuk­la­rı­nın ço­cuk­la­rı var­dı. An­to­ni­o rö­pör­ta­jın­da şöy­le di­yordu: “U­zun ya­şa­mın sır­rı her­ ge­ce se­vi­şe­cek i­yi bir ka­rı­nızın ol­ma­sı­dır.”

Mus­ha A­pı­zı(118+); Çin’in gü­ney Xin­ji­ang e­ya­le­tin­de 1988 A­ğus­to­sun­da 118 ya­şı­na gi­ren bir müs­lü­man­dı, ve ­i­ki ye­ni di­şi çık­mış­tı. Ay­nı dö­nem­de Çin’de 115 i­le 129 yaş­la­rı a­ra­sın­da 15 ki­şi ol­du­ğu söy­le­ni­yordu. Ay­rı­ca Çin’li­le­rin do­ğum­la­rı he­men a­i­le a­ğa­cı­na iş­len­di­ği için bu ko­nu­da sah­te­kar­lık mümkün değil. Üs­te­lik o­ya­la­na­rak ge­çi­ril­miş se­ne­ler kut­sal a­ta­la­ra ya­pıl­mış bi­rer ha­ka­ret sa­yı­lı­yor.

Nya­ka­to­lo Tchis­sen­go (118); An­go­la’nın Lu­va­les ka­bi­le­si­nin kra­li­çe­siy­di ve Por­te­kizli­ler­le ya­pı­lan sa­vaş­ta bü­yük bir ün ka­zan­mış­tı. Tem­muz 1992’de ö­lün­ce­ye ka­dar u­lus­la­ra­ra­sı i­liş­ki­ler­de Baş­kan Jo­se E­du­ar­do dos San­tos’a da­nış­manıydı.

Em­ma Tho­mas (117 yıl, 67 gün); 20 A­ğus­tos 1871’de Mary­land’da Em­ma Bro­ad­wa­ter o­la­rak doğ­du (do­ğum ser­ti­fi­ka­sı bu­lu­na­ma­dı). Mary­land’da 4 Ka­sım 1988’de öl­dü. İ­ki kez ev­len­di, 12 ço­cu­ğu ol­du. Ya­şa­yan 81 to­ru­nu ve 3 ta­ne to­run ço­cu­ğu vardı.

Wal­ter Noth­way (117); Do­ğu A­las­ka’da At­ha­bas­can yer­li­le­ri­nin li­de­riy­di. 21 Ka­sım 1993’te Ka­na­da sı­nı­rı­na ya­kın bir ka­sa­ba­da öl­dü. 92 ya­şın­da bir ka­rı­sı ve 100’e ya­kın ak­ra­ba­sı vardı.

Ta­ar­da Te­rı­iha­re­te­i (116 yıl, 180 gün); Ta­hi­ti’ye 125 mil ya­kın­lar­da­ki Po­le­nez a­da­sın­da ya­şa­dı ve O­cak 1990’da öl­dü. Ya­şı a­da­da­ki­ler ta­ra­fın­dan say­gı gö­rü­yor­du çün­kü 1890 o­lay­la­rı hak­kın­da geniş bil­gi­si var­dı.

Zo­a­bi (116); Gali­le­e ken­tin­de ya­şa­yan İs­ra­il­li bir a­dam­dı. 3 de­ği­şik ka­rı­sın­dan ol­ma ço­cuk­la­rın­dan 139 to­ru­nu vardı. 1994’te 85 ya­şın­da­ki bir ka­dın­la ev­len­di. U­zun ya­şa­mı­nın sır­rı­nı şöy­le a­çık­lı­yordu; "Her­gün bir bar­dak e­ri­til­miş mar­ga­rin ve bir bar­dak zey­tin­ya­ğı içerim. Hiç­bir za­man si­ga­ra iç­me­dim ve sa­de­ce bir kez has­ta­ne­ye yat­tım."

Car­rı­e White (116 yıl, 88 gün); 18 Ka­sım 1874’te Car­rie Joy­ner o­la­rak doğ­muştu ve 14 Şu­bat 1991’de Flo­ri­da Po­lat­ka’da öl­müş­tür. Car­ri­e bir pi­a­no ho­ca­sıy­dı ve bir de­mir­ci o­lan John Whi­te i­le ev­len­di. 1909’da 35. do­ğum­ gü­nü­nün bir gün son­ra­sın­da ko­ca­sı o­nu psi­koz ti­fo has­ta­lı­ğın­dan do­la­yı Flo­ri­da Sta­te Has­ta­ne­si­ne ya­tır­dı. Hastalık bilinç kaybına neden ol­du ve yak­la­şık i­ki haf­ta sür­dü. Fa­kat Car­ri­e Whi­te 75 yıl bo­yun­ca has­ta­ne­de kal­dı. Da­ha son­ra 1986’da Po­lat­ka’da­ki Put­man ba­kı­me­vi­ne nak­le­dil­di. 1988’de Gu­in­nes Re­kor­lar Ki­ta­bı o­nu dün­ya­nın en yaş­lı in­sa­nı o­la­rak i­lan et­ti.

Char­lot­te Hug­hes (115 yıl, 229 gün); 1 A­ğus­tos 1877’de doğ­du ve Cle­ve­land, Red­car’da­ki St Da­vis Ba­kı­me­vi’nde 17 Mart 1993’de öl­dü. 13 ya­şın­da öğ­ret­men ol­du ve e­mek­li ol­duk­tan 50 yıl son­ra ev­len­di. Ko­ca­sı 103 ya­şı­na ka­dar ya­şa­dı. Char­lot­te 115. do­ğum­gü­nü­nü yu­mur­ta, kon­yak ve so­ğuk et­li bir kah­val­tıy­la kut­la­dı. U­zun ya­şa­mı­nı i­yi bes­len­me­ye, dü­rüst bir ya­şan­tı­ya ve 10 Kut­sal E­mi­r´e uy­ma­sı­na bağ­lı­yordu.

Prom Ka­e­we­ro­rarm (115); Bang­kok’ludur, hala yaşıyor. 1993´de 106 ya­şın­dayken 3. e­şi olan Ba­i Oh­nok’la ev­len­me­yi plan­lı­yor­du. Yaş­lı­lar i­çin ya­pı­lan bir sağ­lık kon­fe­ran­sın­da ta­nış­mış­lar­dı. U­zun ya­şam i­çin tav­si­ye­le­ri şun­lar: İç­ki, si­ga­ra yok. Her­gün bi­raz ba­lık ve mey­ve ye­mek ge­re­kir. Ay­rı­ca her­gün 5 ta­ne i­yi piş­miş bi­ber ye­mek in­sa­nı zin­de tu­tar.

Art­hur Lang (115 yıl, 96 gün); O­hi­o’nun Van Wert şeh­rin­de 4 Ma­yıs 1877’de doğ­du. Bok­sör ve i­şa­da­mıy­dı. Do­ğal neden­ler­den do­la­yı 8 A­ğus­tos 1992’de Chi­ca­go’da öl­dü. Sü­rü­cü eh­li­ye­tin­de do­ğu­mu 4 Ma­yıs 1893 o­la­rak yazıyordu. Fa­kat de­di­ği­ne gö­re ya­şı­nı kü­çül­tüp 19 ya­şın­da bir kız­la ev­len­mek i­çin 1916’ya ka­dar ger­çek ya­şı­nı sak­la­mış ve kı­zın ak­ra­ba­la­rın­dan kork­tu­ğu için 38 ya­şın­da ol­du­ğu­nu an­cak ev­len­dik­ten son­ra a­çık­la­mıştı.

Mar­ga­ret Ske­e­te (115); Vir­gi­ni­a’nın Rad­ford ken­tin­de 7 Ma­yıs 1994’de öl­dü. Ö­lü­mün­den üç haf­ta ön­ce ya­ta­lak ol­du. Do­ğu­mu Tek­sas Nü­fus Me­mur­lu­ğu’nca 1880 o­la­rak gös­te­ril­miş­ti. Böy­le­ce nü­fus kaydında iki yaş da­ha bü­yük gö­rü­nü­yor­du. U­zun ya­şa­ma­yı bol şe­ker ye­me­ye bağ­lı­yor­du.

Is­ram So­no­o (144 yıl, 353 gün); 15 E­kim 1874’de doğ­du, 3 E­kim 1989’da Ma­u­ri­tus’da öl­dü. Hep et, ba­lık ve mey­ve yer­di a­ma seb­ze­ye el sür­mez­di.

An­na E­lı­za Wil­liams (114 yıl, 208 gün); An­na Tay­lor o­la­rak 2 Tem­muz 1873’de Wor­ces­ters­hi­re’da doğ­du ve ö­zel hiz­met­çi o­la­rak 27 Ka­sım 1987’de Swan­se­a, Galler’de öl­dü.

Wak­ka Shira­ha­ma (114 yıl, 82 gün); 26 Mart 1878’de Ja­pon­ya’da doğ­du.Tem­muz 1992’de Ja­pon­ya’nın Mi­ya­za­ki ken­tin­de öl­dü.9 ço­cu­ğu var­dı.Ko­ca­sı Shu­ta­ro 1939’da öl­dü.U­zun ya­şa­mı­nı, sa­bah ve ak­şam şe­ker­le bir­lik­te so­ya fa­sul­ye­si çor­ba­sına, pirince ve öğ­len­le­ri­ de bal­lı süt­le mey­ve yeme­si­ne bağ­lı­yordu.

Da­isy A­dams (113 yıl ve 160 gün); 30 Tem­muz 1880’de doğ­du, 8 A­ra­lık 1993’te İngiltere, Derby­shi­re’ın Cres­ley Ki­li­se­si’nde öl­dü. 11 ço­cu­ğun­dan en kü­çü­ğü, Derby­shi­re’da va­iz­lik ya­pı­yor­du. Ko­ca­sı Wil­li­am, I. Dün­ya Sa­va­şı´nın ilk gü­nün­de öl­müş­tü. Ge­ri­de 5 ço­cuk bı­rak­tı. Maz­but bir ya­şam sü­ren ba­sit bir ka­dın­dı.

Et­tı­e May Gre­en (113); ABD, Ba­tı Vir­gi­ni­a’nin Lind­sda­le ken­tin­de 1992’de öl­dü. 9 ço­cu­ğu­nun be­şin­den da­ha faz­la ya­şa­yan 73 yıl­lık bir dul­du. U­zun ya­şa­mı­nı, her­gün milk-­sha­ke iç­me­si­ne, vi­ta­min­le­re ve sa­kin bir ya­şan­tı­ya bağ­lı­yordu.

John E­vans (112 yıl 292 gün); 19 A­ğus­tos 1877’de doğ­du, 10 Tem­muz 1990’da Ba­tı Gla­mor­gan’da ba­ba­sı­nın yap­tı­ğı bir ku­lü­be­de öl­dü. İlk kez 13 ya­şın­day­ken ma­den iş­çi­li­ği­ne baş­la­dı ve 73 ya­şın­da ma­den ku­ru­mun­ca e­mek­li e­dil­di. 95 ya­şı­na ka­dar seb­ze tar­la­sın­da ça­lış­tı. 108 ya­şın­da kalp ci­ha­zı kul­la­nan en yaş­lı in­san o­la­rak bi­li­ni­yor­du. 110 ya­şın­da ilk kez Lon­dra’yı zi­ya­ret et­ti. U­zun ya­şa­mı­nı, mer­di­ven çık­ma­ya, tü­tün, al­kol ve ku­mar­dan u­zak dur­ma­ya, her­gün bir tas ke­pek ve sı­cak suy­la ka­rı­şık bal ye­meye bağ­lı­yordu.

E­van­ge­los Za­be­ta­kis (114); Ka­sım 1992’de Girit’de do­ğum­ gü­nü­nü kut­lar­ken öl­dü. Hiç si­ga­ra iç­me­yen bu o­kul öğ­ret­me­ni u­zun ya­şa­mın sır­rı­nı et­le bir­lik­te bir bar­dak şa­rap iç­me­si­ne bağ­lı­yordu.

Gu­lam Hüs­eyin Fer­dus­si (114); İ­ran’da bir çift­çiy­di. Ka­sım 1993’de Sa­veh böl­ge­sin­de öl­dü. Öl­me­sin­den kı­sa bir sü­re ön­ce­si­ne ka­dar çift­li­ğin­de ça­lış­tı. Her­ za­man yi­ye­cek­le­ri­ni be­lir­li bir prog­ram­la yiyordu. Hiç dok­to­ra git­me­di ve i­laç al­ma­dı. Tüm u­zun ya­şam me­tod­la­rı­nı ai­le­si Ir­na Ha­ber A­jan­sı´­na an­lat­tı.

Glen Post (113); Tem­muz 1987’de ABD, O­hi­o, Co­lom­bus­ta’da bir hu­zu­re­vin­de ka­lı­yor­du. As­lın­da 1869 yı­lın­da doğ­du­ğu­nu id­di­a e­di­yordu. Ünlü soyguncu Jes­si­e Ja­mes i­le ta­nış­tı­ğı­nı ve İs­pan­ya sa­va­şı­na ka­tıl­dı­ğı­nı da id­di­a e­di­yor.

Re­bec­ca He­win­son (112 yıl, 338 gün); Re­bec­ca Rams­da­le o­la­rak 19 E­kim 1881’de doğ­du ve 22 Ey­lül 1994’de doğ­du­ğu yer o­lan Grimsby’de öl­dü. 1905 yı­lın­da ev­len­di ve ko­ca­sı 1920’ler­de öl­dü. U­zun ya­şa­mı­nı, her ­gün bir bar­dak por­to şa­ra­bına ve li­mo­na bağ­lı­yordu.

Ca­ro­line Ma­ud Moc­krid­ge (112 yıl, 330 gün); 11 A­ra­lık 1874’de doğ­du, 6 Ka­sım 1987’de A­vus­tu­ral­ya’nın Ge­e­long ka­sa­ba­sın­da öl­dü. Bir il­ko­kul öğ­ret­me­ni ve a­ma­tör mü­zis­yen­di. 110 ya­şı­na ka­dar hiç si­ga­ra iç­me­di ve al­kol kul­lan­ma­dı. A­ma son­raki iki yıl bo­yun­ca her ­gün bir bar­dak be­yaz is­pan­yol şa­ra­bı iç­ti.

Cal­lie Yo­ung (112 yıl 10 gün); ABD, Ku­zey Ca­ro­li­na, Shelby’de 13 Ey­lül 1876’da doğ­du. O­hi­o Le­ba­non’da 23 Ey­lül 1988’de öl­dü. 1938’de Ci­cin­na­ti’ye yer­leş­me­den ön­ce hiz­met­çi o­la­rak ça­lış­tı. Bir bas­ket­bol fa­na­ti­ğiy­di ve üç gay­ri­meş­ru ço­cu­ğun an­ne­siy­di. De­di­ği­ne gö­re; i­yi bir er­kek ve iç­ki o­nu u­zun ya­şat­mış­tı. 140 ta­ne to­ru­nu ve to­run ço­cu­ğu vardı,

Jo­a­qu­im Ce­sa­ro Da Sil­va (112); Bre­zil­ya, Ba­li­a’da 3 Ara­lık 1877’de doğ­du. No­va Es­pe­ran­ca’da şe­ker ka­mı­şı ve kah­ve iş­çi­si o­la­rak ça­lış­tı. Bir ye­şi­lay­cıy­dı a­ma her ay bilinmeyen bir bit­ki ka­rı­şı­mı i­çer­di. 27 Ey­lül 1989’da 27 ya­şın­da­ki ka­rı­sın­dan bir ço­cu­ğu ol­du. Da­ha ön­ce üç ka­rı­sı ol­muş­tu ve 32 ço­cu­ğu var­dı. En yaş­lı oğ­lu 82 ya­şın­da öl­dü. Ka­sa­ba ha­ki­mi Mar­co­se Sar­gi­o Da­ros be­be­ği kay­det­miş­ti. Jo­a­qu­im’in ya­şı­nı­ da nü­fus ka­yıt­la­rı­na ba­ka­rak def­te­re yaz­mış­tı.

Ro­sia El­lis (112+); 4 A­ğus­tos 1994’de Det­ro­it’te­ki e­vi­ne bir hır­sız gir­di­ği­ni a­çık­la­dı. Ro­si­a hır­sı­zı pon­to­lo­nu­nun a­ğın­dan tu­ta­rak ya­ka­la­dı. Fa­kat o an hır­sız ka­dı­nı ye­re at­tı. Ka­pı kom­şu­su Hal­ti Jo­nes ba­ğı­rış­la­rı du­yun­ca Ro­si­a’nın yar­dı­mı­na koş­tu; hır­sız ya­ka­la­mış­tı.

El­no­ra John­son (111 yıl, 340 gün); 12 E­kim 1882’de Mis­si­si­pi’nin New Al­bany ken­tin­de El­no­ra Corn­well o­la­rak doğ­du ve 17 Ey­lül 1994’de Den­wer’de öl­dü. İç­ki ve si­ga­ra iç­me­di. Yal­nız, ö­zel ya­pıl­mış şe­ker­li çö­rek­ler­den yer­di. A­me­ri­ka’nın en yaş­lı ka­dı­nıy­dı. Do­ğum­ gü­nü dö­kü­man­la­rı her­kes­çe ka­bul e­dil­miş­ti. Ko­ca­sı i­se I.Dün­ya Sa­va­şı’na ka­tıl­dı ve bir da­ha dön­me­di