Uzakdoğu ve ruhçuluk

Doğuda ve Uzak Doğu´da iyi ruhların yardımını kazanmak, kötü ruhlardan korunmak amacıyla ruhlara hediyeler vermek şekliyle bir tür atalara ibadet kavramınin geliştiği görülür. Hintliler´in Ganj Irmağı´na, Eski Mısırlılar´ın Nil´e, Mecusiler´in ateşe, Sabiiler´in yıldızlara tapmalarının ardında bu gerçek vardır. Günümüz Afrika´sında, Amerika´da ve Avustralya´da bazı ilkel kavimler hala bu inancı sürdürürler. Bazı batılı din araştırmacıları buradan yola çıkarak, ruhlara tapınmayı ilk din olarak tanımlarlar ama bu yaklaşım reddedilmektedir çünkü özünde dinin insanların hayal dünyasından doğduğu ve zamanla gelişerek bugünkü haline geldiği düşüncesi vardır. Japon dinlerinden Şintoizm´de birçok ruh çeşidi bulunmaktadır. Ailenin ruhları, köylerin ruhları ve imparatorun atalarının ruhları gibi... Bunların dışında doğa kuvvetlerine can veren başka ruhların da bulunduğuna inanılır. Şintoizm aynı zamanda çok tanrılı bir dindir. Hindular, Atman´ın (bireysel ruh) zamanın başlangıcında yaratıldığına ve doğum sırasında bedene hapsedildiğine inanırlar. Bu inanca göre bedenin ölümü sırasında Atman yeni bir bedene geçer. Bazı Hinduizm inançlarına göre ölüm ve yeniden doğum sonsuza kadar sürer. Asya inançlarında ruh daha karmaşık ve bilinmezdir.